23 Eylül 2009 Çarşamba

Deli kadın


Ne tuhaf bi insandın sen ..İsminden kat ve kat daha tuhaftın.Seni tekrar görmeye geldiğimde, evine başkası taşınmıştı.Ne ev ne cep telefonu kullanmadığın için seninle bağlarımız sonsuza dek kopmuş görünmekte.
Seni özledim galiba bu akşam .





Deliydi o.En çok sevdiği şey dikiş dikmekti.Bütün gece bıkmadan usanmadan dikiş dikerdi.Şarap içerdi bazende.Ama şarabı sevgilisiyle içerdi.Günde 2 paket bahar sigarası içerdi.Hiç de hasta olmazdı.Nası bi bünyesi vardı anlamazdım.Çok yoğurt yerdi belki ondandır.Kendisi 50 yaşında falansa sevgiliside 55 yaşlarındaydı heralde.Kabadayıydı bide sevgilisi.Ona "herif" diye hitab ederdi."Selvi boylum al yazmalım " gibi seviyolardı birbirlerini.Gerçi al yazması falan yoktu benim sevgili kapı komşum .. ablanın.
Ev arkadaşlarım çekinirlerdi ondan.Ve kapı çaldığında delikten bakılıp gelenin o olduğu anlaşılınca, hepsi odasına kaçar, kapıyı benim açmamı beklerlerdi.Çünkü korkarlardı ondan.Zamanın da mahallenin ortasında bi adamı dövmüşlüğü vardı.Ama korkmaları anlattığı hikayelerdendi.Sevmediği, gıcık olduğu insanlardan çok pis intikam alırdı.Ona yalnış bişey demekten mi korkuyolar mıydı acaba.Olabilir.Beni severdi o.En çok beni severdi evet.Ne zaman kahve yapsa çağırırdı beni, falıma bakmak isterdi,ben de hayır demezdim.Uzun uzadıya anlatırdı fincanda neler gördüğünü.Gerçek olucak sanırdım anlattıklarını.Çoğu şey de tutmuştur hani.
Utanması sakınması falan da yoktu hiç.Ev sahibine yaptığı korkunç şeyden bahsetti bigün.Zaten o gün anladık onun deli olduğunu ve o gün korktuk ondan ilk defa.

Sevmediği bi ev sahibi varmış bunun.Sürekli kiraya zam istiyomuş.Kıl olmuş bu duruma ve başka bi ev bulmaya karar vermiş.Çıkmasına 2 ay kala boş büyük bi kola şişesi bulmuş ve hergün şişeyi tuvalet olarak kullanmış ve dolu şişeyi 1 ay boyunca bekletmiş.Niye olduğunu dile getirmicem şimdi burda.Çünkü iyice iğrenç bi izlenim bırakmak istemem :)

Evden çıkacağı gün şişenin yarısını ev sahibinin domates biber ekili bahçesine boşaltmış, yarısını da evin ahşap tabanına.Korkulmayacak bi tip değildi o.Sabah okula giderken ıslak ayakkabı giymek istemediğim için onunla hep iyi geçindim.Yoo,ben aslında onu seviyordum.

Evden çıkmamıza az bi zaman kala "bana okuma yazma öğretir misin " dedi kahve içerken.
"Tamam" dedim.Bütün harfleri ve sayıları öğrettim.Sandığımdan çok daha kısa sürede çözdü bu olayı.Sadece noktalama işaretlerini gösteremedim çok fazla.Bide konuştuğu gibi yazıyordu.Bunun düzelmesi için bol bol kitap okumasını söyledim.Gazete, hazır çorba paketinin arkası yani ne bulursa.Bilmem okudu mu.
O da bana çarşaflar, yastık kılıfları dikti durdu.Hiç o kadar çarşafım ve yastık kılıfım olmamıştı.Bu da onun kendince bi teşekkürüydü..

**Ben bunları yazarken bazı insanlar yatmaya hazırlanıyor, bazıları daha yeni uykularından uyanıyordu.Kimi insanlar ise, sevdikleriyle beraber kahve içip hala sohbet ediyordu..

0 Comments: